Anlamsız gelenekleri sürdürmekten vazgeçmeliyiz

Eğitim sistemimiz anlamsız geleneklerin pençesinde yol almaya çalışıyor. Yıllardır şikâyet konusu olan fakat ufak-tefek oynamalar haricinde herhangi bir değişikliğe gidilmeden öğretmenlerin önüne getirilen sene başı ve sene sonu seminer çalışmaları bunun en tipik örneği olarak önümüzdedir. Bu çalışmaların öğretmene, eğitime ve moda tabirle eğitim paydaşlarına ne kazandırdığı, anlamsız bir geleneğin ifasından öte muamma olarak durmaya devam etmektedir.

Ziya Selçuk’un göreve başlamasıyla eğitim camiasında yakalanan olumlu hava ne yazık ki yerini yavaş yavaş ümitsizliğe bırakmaktadır. Eğitim-öğretim yılı başlangıcında bir zihniyet değişimi gerektiğini vurgulayan Sayın Bakanın söylemleri MEB bürokrasisi içinde duyulmadığı tersine bu söylemin aksine MEB’in bilinen ezberleri aynıyla yürürlükte tutulmaya devam edilmektedir.

Herkesin nasıl yürütüldüğünü bildiği ve bilmezlikten geldiği bu uygulamaların savuşturulması gereken bir bürokratik angarya olduğunu sistem içerisinde bilmeyen yok. Etkili iletişim, eğitimde yeni yaklaşımlar, protokol ve nezaket kuralları konulu seminer ve programların katılımcılara ne kazandırdığına bakacak olursak aynen  olduğu görülecektir. Çoğunlukla programların bitimi, yeni bir öğrenme ve zenginleşmenin habercisi değil, maruz kalınan sevimsiz bir uygulamadan kurtuluş anlamı taşır.

O yüzden biteviye öğretmenlere; eğitim ciddi bir iştir, nutukları atan MEB yetkililerine bu sözün önemine ve ciddiyetine yaraşır şekilde davranmalarını hatırlatmak elzemdir.

Gerçeklikten bağımsız şekilde MEB tarafından abartılı bir önemle korunan seminer çalışmaları, yine aynı dönemde MEB’in fiili uygulamaları ile anlamsızlaştırılmaktadır. Yaz boyunca okulda olan okul yöneticileri tam da seminer döneminde yani okulda öğretmenlerle birlikte yeni  eğitim öğretim yılının planını yapması gerekirken toplantı, seminer, konferans gibi etkinliklere çağırılmaktadır. Yaz boyu yapılması gereken planlamalar ne hikmetse mesleki çalışma haftalarına denk getirilmektedir. Bu durum öğretmenlerin okulda bulunduğu saatlere denk geldiğinden sağlıklı bir iletişim ortamı ve işleyişe ilişkin plan ve programlama yapılamamaktadır.  İşlerin en yoğun olduğu bu dönemde öğretmen, veli ve öğrenci çoğu zaman muhatap bulamamaktadır.

Bir eliyle yaptığını diğer eliyle yıkan, uyumsuz, birbirine zıt uygulamalardan vazgeçmeliyiz. Eğitim sistemimizde kör-kötürüm gelenekleri sürdürmekte keramet aramak yerine gerçeklikle yüzleşebilme cesareti gösterebilirsek mesafe alma imkânımız olacaktır. Aksi takdirde yıllardır içinde debelendiğimiz bu girdapta savrulmaya devam edeceğiz.

09.09.2018

Murat DUMAN

Özgür Eğitim-Sen Eğitim Koordinatörü