Hükümetin kamu çalışanlarıyla mücadelesi sürüyor!
Kötü ekonomi yönetimi ve ucube heterodoks ekonomi modelinin maliyeti, yüksek enflasyon ve fakirleşme oldu. Ağır maliyet bununla kalmadı. Eğitim, liyakat ve diploma değersizleştirildi, adaletsiz ve dengesiz ücret politikaları nedeniyle kamuda iş barışına darbe vuruldu. Ekonomik faturaların tüm yükünü sırtlanmak zorunda bırakılan orta sınıf yok edildi; yoksulluğa, sefalete ve borç batağına terk edilen memur hükümetin açtığı anlamsız savaşta ev kirasını ödeyemez durumlara düşürüldü.
5 Temmuz’da açıklanan ve yasalaşmak üzere meclise gönderilen yüzde 17,5 enflasyon farkı ve 8077 TL tutarındaki seyyanen zam şeklindeki ücret artışları, ne memuru yoksullaşmaktan ve borç batağından kurtardı ne de orta sınıfın belini doğrultmasını sağladı. Aksine seyyanen zammın taban aylığa eklenmemesi ve emekliye yansıtılmaması nedeniyle hem yüksek kademeli memurlar mağdur edilmiş oldu hem de memur emeklileri gerçek alamda açlığa terk edilmiş oldu.
Taban aylığa yapılmayan ve emekliliğe yansımayan seyyanen zam, zam değildir. Yapılmaya başlanan acıtıcı vergi zamlarıyla iki ay içinde buharlaşıp uçacak olan, göz boyama amaçlı yapılan bir artıştır. Seyyanen zammın ek ders ücretleri, nöbet ücretleri, toplu sözleşme ikramiyesi vs gibi hiçbir ek ödemeye faydası yoktur. Seyyanen zam uygulaması önümüzdeki dönemde de devam ettirildiği takdirde kamudaki alt ve üst kademedeki tüm memurlar asgari memur maaşında eşitleneceklerdir.
Vergi dilimleri ile ilgili düzenleme yapılarak dilim miktarları artırılmazsa veya talep ettiğimiz gibi vergi dilimleri yüzde 15’e sabitlenmezse önümüzdeki bir iki ay içinde yüzde 27’lik dilime girecek olan memur, aldığından fazlasını vergi olarak vermek durumunda kalacaktır. Mesela yüzde 17,5 artışla 52 liradan 61 liraya çıkan öğretmenin ek dersi, vergi dilimi yüzde 27 olunca bir anda 45 liraya düşecektir.
Cumhurbaşkanının en düşük memur maaşının 22 bin TL olacağını vaat ettiği tarihten bu yana Türk lirası yüzde 30’un üzerinde değer kaybetti. 22 bin lira mayıs ayında 1130 dolar değerinde iken şu an 846 dolara düşmüş durumda. Bu durumda vaat edilen 22 bin liranın, yüzde 30 artışla güncellenmesi ve en düşük memur maaşının 28.600 TL yapılması gerekiyordu.
Hükümet yıllardır, eski bir TÜİK başkanının itiraf ettiği üzere, enflasyon rakamlarını makyajlayarak açıklıyor. ENAG’a göre %108 olan yıllık enflasyon TÜİK tarafından yüzde 38 olarak gösteriliyor. Maaş zamlarını enflasyon farklarına göre alan memur ve emeklilerden çalmaktır bunun adı. Şeffaf olmayan uydurma rakamlarla açıklanan enflasyon rakamları en hafif deyimiyle emek hırsızlığıdır.
En düşük memur maaşı bekâr bir çalışan için 10.440 TL idi. Ancak hükümet eş ve çocuk yardımı ile rakamı yükseltmek için hesaplamayı evli, eşi çalışmayan ve iki çocuklu memur üzerinden yaparak 11.848 TL olarak yaptı. Dolayısıyla el çabukluğuyla yapılan bu aşırma, en düşük memur aylığında yaklaşık 1.700 lira kayba neden olmaktadır. Yani gerçeklikte en düşük memur maaşı 22 bin lira değil 20.300 lira seviyesinde kalmıştır.
Seyyanen zammın 15 Temmuz’dan geçerli olacak şekilde düzenlenmesi hükümetin bir başka köylü kurnazlığı girişimidir. 14 günlük farkı vermemek için normalde 1 Temmuz itibariyle başlaması gereken süreci 15 Temmuz’da başlatarak her memurdan dörder bin lira çalmış olmaktadır.
ÖZGÜR EĞİTİM-SEN olarak; İş barışını bozacak, nitelikli ve vasıflı olanı küstürecek, memur ve memur emeklisini yoksulluk ve sefalete terk edecek bu büyük yanlıştan dönmesi ve yasa teklifinin mecliste revize edilmesi konusunda HÜKÜMETİ UYARIYORUZ.
Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu