İlkokul ve ortaokul birbirinden ayrılmalıdır (2012-01-03)

Birinci ve ikinci kademenin acil olarak birbirinden ayrılması gerekmektedir. Bunun en önemli nedeni yaş problemidir. II. kademe öğrencilerinin yaşları ile paralel farklı problemleri olmaktadır. Ergenlik dönemine giren öğrencilerin davranışları farklılaşmaya başladığı gibi bu öğrencilere yaklaşım da daha farklı olmalıdır. Bu farklı yaklaşımlar küçük öğrenciler tarafından da fark edilmekte ve bazı yanlış davranışların temelini atmaktadır.
4306 sayılı “İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 24.3.1988 Tarihli ve 3418 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı Kâğıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkında Kanun” ile birlikte 1998 yılından itibaren ilkokul ve ortaokullar birleştirilerek ilköğretim kurumları haline dönüştürülmüş, okul içerisinde birinci ve ikinci kademe uygulamasına geçilmiştir. Eskiden öğrenciler ilkokul ve ortaokulda ayrı statülerde ve mekânlarda eğitim süreçlerine tabi tutulurken yeni yasa ile bunların tek çatı altında birleştirilmesiyle beş yıllık eğitim sekiz yıla çıkarılmıştır.
1997 yılında tartışmalarla kabul edilen 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulaması ile eğitimde arzu edilen hedeflerin büyük bir kısmına ulaşılamamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçildiğinde 3 yıl içinde öğrencilerin 30 kişilik sınıflarda okuyacağını, ilköğretimin 4. ve 5′inci sınıflarından itibaren öğrencilere en az bir yabancı dil öğretileceğini, her ilçede en az iki okula bilgisayar laboratuvarı kurulacağını, taşımalı eğitimde öğrencilere öğle yemeği verileceğini, öğretmensiz okul kalmayacağını vs. vaat etmişti. Ne var ki her yıl milyarlarca dolar para harcanmasına rağmen bu vaatlerin büyük bir kısmı gerçekleştirilememiştir.
8 yıllık kesintisiz eğitimin ardındaki siyasi nedenler;
28 Şubat sürecinin ideolojik havasına uygun olarak hayata geçirildiği bilinen 8 yıllık kesintisiz eğitimle ilgili olarak basına da yansıyan bazı iddialar ortaya atıldı. Bu iddialardan eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’ya ait olduğu iddia edilen bir ses kaydında, Karadayı; Mesut Yılmaz’a altın tepside iktidar teslim ettiğini söyledikten sonra karşılığında birtakım talepleri olduğunu, bunların arasında hükümetten 8 yıllık eğitimi mutlaka sağlamalarını istediğini söylemekteydi. Buna göre Orgeneral Karadayı’nın 8 yıllık zorunlu eğitim talebinin ardında İHL’lerin orta bölümünün yok edilmesi yatmaktaydı. İHL’nin önünün kesilmesi için atılan bu adımın pek çok köklü eğitim kurumunun da yapısını bozacağı hiçbir şekilde hesaba katılmadı. Anadolu liseleri, fen liseleri öğrenci alımlarını 8. sınıf sonuna bırakmak zorunda kalırken; pek çok köklü özel okul orta kısımlarını kapatmak ya da ilkokul açmak zorunda kaldı. Aslında 8 yıllık zorunlu temel eğitim projesi yeni değildir, ilk kez yine olağanüstü bir süreçte 12 Mart Muhtırası sonucu kurulan I. Erim hükümeti programında; “Zorunlu öğretim süresinin ileride bütün yurda yayılmasına hazırlık olarak çok yönlü öğretim yapan ve öğrenciyi hem üst okullara hem de çalışma hayatına hazırlayacak 8 yıllık okulların deneme olarak kurulmaları için gerekli hazırlıklara hemen başlanacaktır.” şeklinde karşımıza çıkmıştır.
devamı.