İmkânsızı isteyelim de gerçekçi değiliz!

Abdulbaki Değer
Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Tüm Yazıları
04.06.2024
A+
A-

Yoğun bir eğitim gündeminin içinde görünüyoruz. Gündemin içeriği ve düzeyi alanın durumuna ayna tutuyor. Zaten gerçeklikten gelen bu görüntüye soğukkanlılıkla bakmayı başarabilmiş olsaydık eğitim dolayımında yaptığımız konuşmaların büyük çoğunluğunu böyle yapmamış olurduk. Bitmeyen eğitimde şiddet haberleri, neye karşılık geldiği meçhul mülakat uygulaması ve sembolik bir gösterge olmanın dışında anlamı meçhul olan müfredat düzenlemesi bize alanla ilgili yeterli veriyi sunuyor.

Alanın gerçekliğinde nelerin yaşandığını en çarpıcı şekilde gösteren şey sanırım eğitimde şiddet haberleridir. Öldürülen müdür, bıçaklanan öğretmen, okuldan uzaklaştırılan öğrenci, öğrenci kavgaları vs. gibi başlıklar alanımızın gündelik pratikleri. Mülakat mevzusu da esas itibariyle alandaki bürokratik işleyişin en müşahhas örneği. İşlerin mantık, kurgu ve niteliğini görmek için mülakat bağlamında Türkiye’nin en büyük bakanlığının yapmış olduğu resmi söylemi kritiğe tabi tutmak yeterli. Ancak Türkiye bu gerçekleri veri alarak bir konuşma yürütmek yerine bambaşka bir konuşma yapmayı tercih ediyor.

68 Kuşağının önemli sloganlarından birisi şuydu: Gerçekçi ol imkânsızı iste. Bizde ise gerçekçi olmak gibi bir derdi olan olmadığı için iş dönüp dolaşıp mevcudun tahkimine geliyor. Öyle herkesin reform peşinde koşuyormuş gibi yaptığına aldanmayalım. Nihayetinde işin hakikatini ölçeceğimiz yer insanların gerçekçi olup olmadığı hususudur.

Eğitim şiddet sarmalında bir cinnet odağına dönüşmüşken bize uyuşturucu masallar anlatan kandırmacaya mesafe alabiliyor muyuz? Mülakat gibi hangi açıdan ele alırsanız alın elinizde kalacak bir uygulamayı hayata geçirecek bir kokuşmuş zeminde yürüyorsa işler refere edilen tüm ilke ve değerler yağmalanıyor demektir. Bu yağma karşısında isyan etmeyip hala eğitimin anlamsız mevzularında laf çevirmeyi bir maarif hassasiyeti olarak göstermek en iyimser ifadeyle yürürlükteki düzenin gönüllü parçası olmaktır.

Gerçekçi olmak işin aslına bakarsanız çok temel bir erdemle ilintilidir: Cesaret. Cesaret başkalarının, kendi dışımızdaki tehditlerin üstüne gözü pek bir şekilde atılmaktan önce kendi kusurunu görmek, kendi hatalarını kabul etmek, kendi eksiklikleriyle, zaaflarıyla, yanlışlarıyla yüzleşebilmek ile ilintilidir. Bu yüzleşmenin niteliği ise başka bir erdemle ilintilidir: Bilgelik. Cesaret olmadan bilgeliğin olmayacağı daha doğrusu anlamsızlaşacağı görülüyor. Adeta bilgelik için ön gereklilik cesaret. Bilgelikten yoksun bir cesaretin de anlamı olmaz. Derdimiz erdemler arasında bir öncelik sıralaması yapmak değil. Şunun altını çizmeye çalışıyorum. Türkiye’de kendi gerçekliğimizle yüzleşebilme cesaretini göstermekten korkuyoruz, ısrarla bundan imtina ediyoruz.

Bu mesele sanıldığı kadar kolay olsaydı keşke. Aydınlanma ile ilgili klasikleşen metninde Kant “aklını kullanma cesaretini göstermek” şeklinde tanım yapar. Aklı kullanmayı önceleyen bir şeyden bahsediyor: Aklı kullanma cesaretini göstermek. Şüphesiz Aydınlanma’yı tüketebileceğimiz tek tartışma bu değil. Ancak tartışmanın ana aksını belirleyen çözümlemelerden birisinin bu olduğu da ortada. Bu açıdan eğitim tartışmamızın anlamlılığı bu hayatımızın gerçekliğiyle bağlantılı bütüncül bir yaklaşım ve kavrayışla ilintili olup olmadığından görülebilir.

Eğitimde şiddeti okul içindeki yanlış bir kesişim anına indirgemek, mülakatı tarihsel-toplumsal gerçekliğimizden bağımsız soyut bir insan kaynağı seçme tekniği olarak değerlendirmek veya böyle sunmak, müfredatı ders içeriğine ve yöntemine ilişkin bilimsel, pedagojik dayanaklı steril bir uygun düzenleme olarak tartışmak gibi pratiklerimiz bize alan kavrayışımızın yetersizliğinden, eksikliğinden ziyade bir temassızlığın, bağlantısızlığın varlığını gösteriyor. Bunun da yüzleşme ile, mevcuda karşı ezberleri değil de aklını kullanma cesaretini gösterme ile ilintili olduğu çok. Bu yapılmadığında ne konuşmalarımız anlamlı olacak ne de anlamlı bir değişimin gerçekleşmesi mümkün olacak. İmkânsızı istemekte sıkıntı yok ancak gerçekçi değilseniz tüm değişim ve reform söylencesi köhnemiş düzenin dişlilerini yağlamaktan öte bir işlev görmez. Bugün de elbirliğiyle yaptığımız bu maalesef. 

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Whatsapp Destek
1
Whatsapp Destek Hattı
Üyelik işlemleri için Whatsapp iletişim hattımız