LGS Kaosu Devam Ediyor
LGS KAOSU TERCİH VE YERLEŞTİRME SÜRECİYLE DEVAM EDİYOR!
2 Temmuz’da başlayan ve 13 Temmuz Cuma günü son bulacak olan LGS tercih süreci, gerek yayınlanan tercih kılavuzunun muğlak ve anlaşılması zor dili gerekse de yeni sistemin karmaşık yapısı nedeniyle ciddi bir kaos ortamında sürüyor. Öğrenciler kadar çocuklarının gelecekleri noktasında yeni sisteme güven duymayan veliler de büyük kaygı içerisindeler. Okul idarelerinin de büyük oranda ne yapacağını bilemez durumda oluşu işleri tamamen içinden çıkılmaz hale sokuyor. Önünü göremeyen bir milyondan fazla öğrenci ve velisini, tercihini yapsa bile koca bir bilinemezlik bekliyor.
TEOG, büyük vaatlerle kaldırılmıştı!
Oysa TEOG ani bir kararla kaldırılırken tozpembe umutlar vaat edilmişti. Sınavın kaldırılacağı ve böylece sınav stresinin ortadan kalkacağı, çocuklarımızın yarış atı olmaktan kurtulacağı, dershane-etüt ihtiyacının, servis meselesinin bitirileceği iddia edilmişti. Herkes istediği okula yerleşebilecek, kimse istemediği okula mecbur kalmayacaktı. Ancak yeni sistemle ilgili karar sürecinde birbirinden farklı yöntemlerle iş yapboza dönüştü ve uzunca bir süre kaos yaşamamıza neden olundu. Ortaokul öğrencilerinin 4 yıldır gösterdikleri tüm çabalar hiçe sayıldı; psikolojileri bozuldu ve çocukların ebeveynleri de ne yapacağını şaşırdı.
Yeni sistemin karmaşa getireceğini söylemiştik!
Yeni sistemin gösterilmeye çalışıldığı kadar dikensiz gül bahçesi olmadığını, ciddi sorunlar barındırdığını ve tercih-yerleştirme sürecinde ürkütücü bir karmaşanın bizi beklediğini Özgür Eğitim- Sen olarak yıl içerisine defalarca dile getirdik. Ancak eğitim sistemimiz tekçi ve merkeziyetçi yapı tarafından sürekli deneyip yanılarak düzenlendiği ve bu süreçte öğrenciler de veliler de edilgen unsurlar olarak görüldüğü için alanla ilgili STK’ların uyarılarının da dikkate alınmamasını artık yadırgamıyoruz.
Tercih sınırlaması kabul edilemez!
Yayınlanan tercih kılavuzuna göre MEB, üç grupta tercih hakkı sunuyor. Sınav puanıyla öğrenci alan okullara yönelik 5, yerel yerleştirme kapsamındaki okullara yönelik 5, pansiyonlu okullar için de 5 tercih hakkı tanıyor. Burada birinci sorun sınav puanına göre yapılacak tercihlerin beş ile sınırlanmış olması ki böyle bir sınırlandırma ancak tarihe karışan ‘’demirperde’’ ülkelerinde karşımıza çıkabilecek katılıkta bir dayatmadır. Servisi, ulaşımı göze alabilen aile ve öğrencinin tercih özgürlüğünü hiçe saymak gerekçesi ne olursa olsun gayrı insanidir, gayrı meşrudur. Ayrıca diğer sınavlarda 24 tercih yapılabilirken LGS’nin 5 tercihle sınırlanması yüzdelik dilim ayarlamasında da sorunlara yol açmakta, yüzde 10’luk dilim içindeki bir öğrenci tercih hakkı kısıtlı olduğu için girebileceği bir liseye girememe tehlikesi yaşamaktadır. Zaten sistemin yeni ve öngörülemez olması nedeniyle yüzdelik dilim konusunda sıkıntı yaşayan öğrencilerin 2 puan üstten, 10 puan alta kadar okul yazmaları gerekmekte fakat 5 tercih sınırlaması nedeniyle riski geniş alana dağıtamamaktadır. Bir de geçen yılın verilerini baz alarak yüzdelik dilim belirlemesi yapacak velilerin, sınav mantığının geçen yıla göre çok farklı olmasından dolayı büyük hayal kırıklığı yaşaması kaçınılmaz olacaktır.
Yerel yerleştirme eşitsizliğe neden olmaktadır!
Yerel yerleştirmedeki beş tercihe gelince o konuda da büyük problem olduğunu belirtmek gerekiyor. Zira aynı okul türünden üç tercih yapabiliyorsunuz ve mecburen 4. ve 5. tercihlerinizi farklı okul türünden yani imam hatip veya meslek liselerinden yapmak zorundasınız. Bu da istemediğiniz okula gitmenizin yani istemediğiniz okul türüne mahkum olmanızın önünü açacaktır. Ayrıca birçok yerleşim yerinde tercih edecek Anadolu lisesi bulunmadığı veya yetersiz sayıda bulunduğu gerçeğini dikkate aldığımızda yaşanacak kaosun boyutları anlaşılacaktır. Bu noktada fırsat eşitliği ilkesi büyük darbe yemektedir.
2., 3. ve 4. yerleştirme ile nakillerde de dayatma devam edecek!
Aynı sorun ilk yerleştirmede yerleşemeyenlerin ikinci, üçüncü, dördüncü yerleştirme tercihlerinde de söz konusu. Bu aşamada üç tercih hakkı veriliyor ve iki tercih aynı okul türünden olurken üçünü tercihi farklı okul türünden yapma dayatması uygulanıyor. Nakil başvurularında da aynı okul türünden en fazla iki tercih sınırı konularak diğer okul türlerinin kontenjan doldurma problemlerinin aşılmak istendiği görülüyor.
Öğrencilerin çoğu sistemin dayattığı okula gidecek!
Sınavla yerleştirme yapılacak ‘’nitelikli’’ liselerin listesi yayınlandığından beri dile getirdiğimiz diğer bir husus ise Bakanlığın ‘nitelikli’ gördüğü 836 okulun (İmam-Hatip, Meslek ve Sosyal Bilimler Lisesi) geçmiş yıllardaki yüzdelik sırasıdır. Bu okulların yüzdelik sıraları ‘’nitelikli’’ sınıfına konulmayan okulların neredeyse tümünden daha az puanla öğrenci aldığı yani öğrenci ve ailelerince talep görmediği gerçeğidir. Bu okulları ‘nitelikli’ olarak nitelendirmenin hakkaniyet açısından problem teşkil ettiği aşikar olduğu gibi bu okulların büyük bölümünün kontenjanı maalesef sistemin tercih dayatmaları üzerinden öğrencilerin kerhen seçmesi ile doldurulacağı görülüyor.
Yeni kuşak feda ediliyor!
MEB, maalesef önünü göremediği için ‘’kervan yolda dizilir’’ ilkesini uyguluyor. Yani açık söylemek gerekirse yine bir sınav değişikliği yapıldı yine bir kuşak feda ediliyor. Özgür Eğitim-Sen olarak diyoruz ki; Bu sistem ölü doğmuştur ve tüm açılardan bugüne kadar ki en sorunlu sınav sistemidir. Yanlışta ısrar etmek daha fazla çocuğun geleceğine zarar vermek anlamına geleceği gibi her tarafı dökülen eğitim sistemimizin tamamen kaosa sürüklenmesine yol açacaktır. Başarılı çocukların umutlarını kıran, ailelerini çocuklarının geleceği konusunda endişeye sevk eden; memleketin maarif davasını iyice içinden çıkılmaz hale sokan; yerlerde sürünen eğitim kalitesini daha da düşürecek olan bu sistem sil baştan yeniden düzenlenmelidir. Sadra şifa olmayacağı belli olan, FIRSAT EŞİTLİĞİNİ ve adalet duygularını zedeleyen bu sistemin gelecek yıllarda da milyonlarca çocuğa zarar vermesinin önüne geçilmesi için velilerin de inisiyatif alarak haklarını aramaları gerekmektedir.
07.07.2018
Bekir BİRBİÇER
Özgür Eğitim-Sen MYK Üyesi