Öğretmene Performans Uygulamasının Vahim Sonuçları Olacaktır
ÖZGÜR EĞİTİM-SEN: Öğretmene performans uygulamasının vahim sonuçları olacaktır. Uygulamadan vazgeçilmelidir.
MEB, ‘’eğitimin kalitesini artırmak ve eğitim politikalarına yön verebilmek’’ gibi amaçlar öne sürerek büyük sorunlara yol açacak öğretmen performans değerlendirme sistemini İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere 12 ilde uygulamaya koydu.
Bu sisteme göre öğretmenler; müdür, veli, öğrenci ve aynı okulda görev yaptığı öğretmen arkadaşları tarafından MEBBİS üzerinden değerlendirilecek. Mesleki bilgi, beceri ve tutum-değerlerden oluşan üç yeterlilik alanında değerlendirilecek öğretmenler, yetersiz görüldükleri alanlarda eğitime alınacak, yüksek not alanlar ise uzman ve başöğretmen gibi sıfatlar kazanacaklar.
ÖĞRETMENE YÜKLENMEK KOLAYCILIĞA KAÇMAKTIR
‘’Haftada iki gün çalışıyor bir de zam istiyorsunuz’’ , ‘’Veli haksız da olsa şikâyet ettiği öğretmeni yakarım’’ gibi sözlerle kendi personeline düşmanca tutum sergileyebilen Milli Eğitim Bakanları tarafından öğretmenler, her fırsatta veli ve öğrenci nezdinde itibarsızlaştırmaya maruz bırakıldı. Çağdaş köleliği andıran yapısıyla ücretli öğretmenlik ve her yönüyle adaletsiz bir yapıya sahip olan, ya işini ya eşini tercih etmeye zorlayan sözleşmeli öğretmenlik uygulamalarıyla güvencesiz hale getirilen öğretmenlik mesleği üzerindeki operasyonlar hız kesmiyor. Getirilen performans değerlendirme sistemi de mesleki itibarsızlaştırma silsilesinin son halkası olarak yürürlüğe koyulmuş gözüküyor.
Eğitim fakültelerinde verilen eğitimin niteliği, pedagojik formasyon eğitimlerinin iyileştirilmesi, öğretmen adaylarının seçimi, istihdam, kariyer-ödüllendirme, statü, mesleki saygınlık gibi pek çok eylem maddesi üzerinde çalışması gereken MEB, işin kolayına kaçarken kaş yapayım derken göz çıkarmaktadır.
Eğitim sisteminin yapısal sorunları ve temel zihniyeti masaya yatırılıp tartışılmadan, merkeziyetçi- tekelci ve ideolojik yapısı sorgulanmadan, gizli ve resmi müfredatında dişe dokunur değişiklik yapılmadan, Tevhidi Tedrisatı gündeme getirilmeden ; ‘’Öğretmenin niteliğini artırırsak bu işi çözeriz’’ mantığıyla sürekli öğretmene yüklenmek kolaycılığa kaçmaktır.
PERFORMANS UYGULAMASI NEYİ AMAÇLIYOR?
Uygulamaya konulan sistem pek çok yönden büyük sorunlara yol açabilecek bir mahiyete sahiptir. Alana ilişkin uzmanlığı ve eğitimle ilişkisi olmayan veliler hangi kriterlere göre, nasıl değerlendirecektir sınıftaki öğretmenin performansını?
Öğretmenin veliye yaranmak için kimliğinden, kişiliğinden, mesleki saygınlığından ödün vermesi mi istenmektedir?
Notu bol olan öğretmenin veliden ve öğrenciden yüksek not alacağı bu sistemle bol kepçe şişirilmiş notlar verilmesi mi amaçlanmaktadır?
Çalışan, emek veren, işini ciddiyetle yapan, kendine özgü yöntemleriyle öğrencilere rol model olma çabasında olan, yönetime veya veliye yaranma, hoş görünme gibi amacı olmayan, yanlışa yanlış diyebilme özgüvenini gösterebilen idealist öğretmenleri harcamak mıdır amaçlanan?
Öğretmeni sistemin paydaşları karşısında ezmeye ve kişiliksizleştirmeye neden olabilecek böyle bir değerlendirme sistemi öğretmenin niteliğini artırmayacağı gibi öğretmenlik mesleğine yönelik algıyı da iyileştirmeyecektir.
PERFORMANS UYGULAMASI SÜBJEKTİF VE İSTİSMARA AÇIKTIR
Uygulamanın en kritik ve tehlikeli boyutu ise öğretmenin meslektaşları tarafından puan verilerek değerlendirilecek olmasıdır. İş barışını bozacak, çalışma ortamının huzurunu ortadan kaldırabilecek bu uygulama, sendikal farklılık ve siyasi görüş farklılığından kaynaklı olarak sübjektif değerlendirmenin önünü açacaktır.
Öğretmeni, öğrenci ve velisi ile karşı karşıya getireceği gibi birlikte çalıştığı meslektaşı ile de düşman hale getirecektir. Üye çoğunluğunu elinde bulunduran yetkili sendikanın istismarının önünü açacağından uygulama ciddi mağduriyetler yaratacaktır.
VERİMLİLİĞİ ARTIRACAK ESAS UYGULAMALAR GÖZDEN KAÇIRILIYOR
Öğretmenin performansını artırmaya yönelik çalışmalar yapılması konusunda kimsenin itirazı olamaz; fakat bu tür sakıncalı ve ciddi riskler barındıran, eğitimin kalitesini daha da düşürmeye aday uygulamaların çözüm olmadığının görülmesi gerekir.
İş barışını tehdit eden uygulamalarla verimliliği artıracağını zanneden MEB’in, ücretli statüsüyle görev verdiği yüz binlerce öğretmene reva gördüğü çalışma şartlarının ve ücret politikasının bizzat verimliliği ve kaliteyi törpüleyen bir sömürü mekanizmasına dönüştüğü hiç konuşulmuyor. Yıllarca çakılı görev yapma zorunluluğu dayatan, aile mefhumunu yaralayan sözleşmeli öğretmen sisteminin verimlilik ve kaliteye ne kadar katkı yaptığı hiç tartışılmıyor. Bütün bunlar bir yanda dururken ‘’vurun abalıya’’ misali öğretmenin bu tür uygulamalarla aşağılanarak hedef haline getirilmesi vahimdir.
Özgür Eğitim-Sen olarak; Öğretmenlik mesleğini değersizleştirecek, bu içerikteki performans değerlendirme sisteminin uygulamadan derhal kaldırılmasını, gerek kurum içi itibarı gerekse de mali ve özlük hakları yerlerde sürünen öğretmenlerin daha fazla aşağılanmasına ve ezdirilmesine izin verilmemesini talep ediyoruz. Üyelerimize de meslektaşına oy vermeme, değerlendirme sürecine katılmama çağrısında bulunuyoruz.
Bekir BİRBİÇER
Özgür Eğitim-Sen MYK Üyesi
27.10.2017