PaylaşınGazze’den Sonra İnsan Kalmak | Ali Aydın – Abdulbaki Değer
Özgür Eğitim-Sen
OKULU ÖZGÜR DÜŞÜNCENİN KALESİ YAPALIM

Özgür Eğitim-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Ali AYDIN, Türkiye’de özgürlükler lehine adımlar atılırken mevcut okul kültürünün sorgulanması gerektiğini ifade etti. AYDIN, konuyu şu sözlerle dile getirdi:
"Bildiğimiz anlamda okullar, modern dönemin başlangıcında, fabrika düzenine öykünülerek icat edilmiş kurumlardır. Mimari yapısından, idaresine bu böyledir. Michel Foucault; fabrika, hapishane, hastane ve okuldan oluşan kurumsal düzeneği “büyük kapatılma” olarak adlandırır ve bize modern toplumun bir resmini sunar.
Türkiye’de özgürlükler ile ilgili önemli adımlar atılırken mevcut okul kültürü ciddi bir sorgulamaya tabi tutulmalıdır. Sadece, okul idaresi-öğretmen-öğrenci ilişkisinin mevcut durumuna bakılsa, böyle bir okul düzeninden; özgür düşüncenin, açık zihinle sorgulayabilme becerisinin çıkmayacağı anlaşılacaktır.
Öğretmen, kendisini özgür hissedemediği, 19.Yüzyıl atölye yönetimi anlayışını sürdürmeye çalışan idare biçiminin baskısını hissettiği bir yerde; özgür düşünmek, açık fikirli olmak, düşündüğünü rahat bir biçimde ifade edebilmek ile ilgili öğrenciye ne verebilir?
Okulu herhangi bir devlet dairesi gibi gören bir anlayışla eğitimde esaslı bir dönüşümü gerçekleştiremeyiz. Okullar modernliğin tarihi içerisinde “düzen istasyonları” olarak konumlandırıldı. Bu işleve uygun olarak biçimlendi. Katı hiyerarşik yapı hem öğrencileri hem öğretmenleri “terbiye” yoluna gitti. Ama şimdi görüyoruz ki siyaset-toplum ilişkisindeki değişim ve dönüşüm bu dikey konumlanışı reddediyor.
Okulu toplumun talebi ve gerçeği ile bağdaşır, özgür düşüncenin kaleleri haline getirmek, okulun ve eğitimin kurgusunu ve uygulama pratiklerini sorgulamayı gerektiriyor. Bu noktada esaslı sorgulamaların olmayışı; eğitimin toplumsal barışa, anlayışa, hoşgörüye ve özgürlüklere yapacağı katkıyı mümkün olmaktan uzaklaştırıyor.
Okul idaresi, anlayışı ve uygulamalarıyla gündeme gelebilmiş değil. Genellikle ilgi, yönetici atamalarında, yaşanan mağduriyetlerde ve yapılan usulsüzlüklerde yoğunlaşıyor. Oysaki okullardaki mevcut idare anlayışı bugün itibariyle ciddi bir biçimde sorgulanmayı hak ediyor. Bugün yürürlükte olan anlayış ve bu doğrultudaki pratikler öğretmen ve öğrenciden kopuk, öğretmeni bir fabrika çalışanı, öğrenciyi ise adeta tutuklu kılan bir noktada kilitlenmiş durumda. Okuldaki tadilat işleriyle evrak takibi, idarecilik olarak görülmekte.
Bu mantıkla Türkiye’de eğitim mesafe kat edemez. Bu yönetme mantığının değişmesi, demokrasinin okuldan başlaması gerekmektedir. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığının bu meseleyi ivedilikle ele almasını bekliyoruz."
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM