Sahipsiz öğretmeni denetçi de yaparlar değnekçi de!
Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Birbiçer, İç İşleri Bakanlığı genelgesine dayanarak vali ve kaymakamlıkların milli eğitim müdürlüklerine gönderdikleri yazıya tepki gösterdi.
Geçtiğimiz ay yayınlanan “Kovid-19 Tedbirleri” konulu İç İşleri Bakanlığı genelgesinde 81 ilde “Filyasyon Çalışmaları Takip Kurulları” oluşturulması gerektiği belirtilmişti. Bu genelgeye dayanarak vali ve kaymakamlar, milli eğitim müdürlüklerine gönderdikleri yazılarla, İl Sağlık Denetim Merkezleri bünyesinde oluşturulacak mahalle denetim ekiplerinde okul idarecilerinin ve öğretmenlerin de görevlendirilmesini, katılmayanlar hakkında tereddütsüz idari soruşturma başlatılmasını istiyor.
Buna göre öğretmenler ikamet adreslerinde oluşturulan denetleme ekiplerinde yer alacak ve listesi verilen altmış civarında Kovid-19 hastasının evlerine giderek evde olup olmadıklarını denetleyecek, evde değillerse emniyet birimlerine haber verip ceza kesilmesini sağlayacak. Ayrıca bölgesindeki market, berber, kafeterya gibi işletmeler ile park ve bahçeleri gezerek maske takmayanları ve fiziki mesafeye dikkat etmeyenleri uyaracak, bu kişilerin kurallara uymalarını sağlayacak. Bu görevleri icra ederken de koruyucu ekipmanlarını ve ulaşım imkânlarını kendisi sağlayacak.
Gönderilen resmi yazılar en başta 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 45. Maddesinde yer alan “Hiçbir memur sınıfının dışında ve sınıfının içindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılamaz.” hükmüne aykırılık teşkil etmektedir. Yani ilgili kanun maddesine aykırı olarak mahalle denetimi gibi bir görevlendirme yapılarak “yasa” devre dışı bırakılmaktadır. Böyle bir görev için ihtiyaç varsa görevlendirme gönüllülük esaslı olmalıdır. Her biri yirmi ila otuz saat arasında canlı ders veren ve günün farklı saatlerine yayılan dersler nedeniyle ekran başından ayrılamayan öğretmenlere, mesleki formasyonunun ve uzmanlık alanının tamamen dışında bir görev verilmesi salgının daha hızlı yayılması açısından da riskli bir görevlendirmedir. Kademeli olarak açılmaya başlanan okullarda görevli öğretmen ve idarecilerden her gün kapı kapı dolaşarak pozitif vakalarla ve karantinadaki kişilerle temas kurmasını istemek yayılımın artmasına yol açacak, hem konunun uzmanı olmayan öğretmenin hem de onun temas kuracağı öğrencinin sağlığını riske atacaktır. Ayrıca kolluk gücü olmadığı gibi denetim yetkisi de bulunmayan öğretmenler vatandaşa yapacakları uyarılarda tepki görmeye veya kötü muameleye uğramaya açık hale gelecektir.
Öğretmene meslek tanımının dışında bir görevin dayatılması, gönüllülük esasının gözetilmeyerek angarya yüklenmesi ve hem kendi sağlığının hem de öğrencilerinin sağlığının riske atılması söz konusudur ve bu durum kabul edilemez. Öğretmenin yeri sınıfı ve okuludur, işi de öğrencilerine eğitim vermektir. Öğretmeni her türlü angaryanın yüklenebileceği, her boşluğu doldurması beklenen bir ara eleman olarak görmek ülkenin geleceğini ciddiye almamak demektir. Devlet böylesi akla mantığa ve kendi koyduğu kanunlara aykırı uygulamalarla hem kendi saygınlığını ve ciddiyetini hem de öğretmenin itibarını zedelemektedir.
Özgür Eğitim-Sen olarak; öğretmenin mesleki formasyonunun dışında bir göreve zorla görevlendirilmesinin devlet memurları kanununa aykırı, öğretmenlik mesleğinin saygınlığına da ters olduğunun bilinmesini istiyoruz. Bu tür görevlendirmelerin gönüllülük dikkate alınarak ve can güvenliği gözetilerek yapılması gerekir. Öğretmenin mesleki saygınlığını zedeleyecek, ciddiyetten uzak bu tür dayatmaların, kanunlara aykırı bir şekilde dörtte üçü örgütlü bir meslek grubuna bu kadar kolay yapılabiliyor olması sorgulanması gereken bir gerçekliktir. Öğretmenlerin üye olarak var olmalarını sağladığı yüz binlerce üyeye, milyonlarca TL gelire sahip olan yetkili-yetkisiz kitle sendikaları elleri ceplerinde ıslık çalarak gökyüzünü seyretmeyi tercih ediyorlar. Örgütleri tarafından yalnız bırakıldıkça öğretmenin joker eleman gibi görevi dışındaki her işe koşulması zamanla normalleşecek, sırtına semer vurmak isteyenler çok olacaktır. Sahipsiz öğretmeni bugün denetçi yapanlar yarın değnekçi de yaparlar diyor ve kamu sendikacılığının getirildiği noktayı tüm çıplaklığıyla gösteren bu görevlendirmeler vesilesiyle tüm öğretmenleri muhasebeye davet ediyoruz.
Bekir Birbiçer / Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi