5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

 12 Eylül militarizminin günümüze miras bıraktığı uygulamalardan biri de her yıl 24 Kasım günü kutlanan Öğretmenler Günü’dür. 12 Eylül askeri cuntası, Kemalist olduklarının göstergesi olarak ilk Cumhurbaşkanının ‘Halk Mektepleri Başöğretmeni’ unvanını kabul ettiği 24 Kasım gününü öğretmenler Günü olarak kutlatmaya başladılar.
Ebedi Şef ilan edilen M. Kemal bile 24 Kasım’ı ‘Muallimler Günü’ olarak ilan etmemiş olmasına rağmen, 12 Eylül darbecileri bugünü ‘Öğretmenler Günü’ şeklinde kutlamayı zorunlu hale getirmişlerdir. 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlaması, militarist uydurma olmaktan başka hiçbir anlamı olmayan bir dayatmadır. 12 Eylül ürünü bu hurafeyi reddetmek, militarizmi bütünüyle reddetmenin doğal bir gereğidir. Öğretmenlere sorulmadan ilan edilen darbe dayatması 24 Kasım öğretmenler günün kaldırılıp yerine 5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününün kabul edilmesini istiyoruz

UNESCO 1994 Yılında 5 Ekim’i Dünya Öğretmenler Günü olarak kabul etmiştir. Dünyanın bütün öğretmenleriyle birlikte bugünü kutlamak istiyoruz.

Öğretmenler gününde birilerinin bizim adımıza “kutsal” nutuklar irad etmesini istemiyoruz.

Öğretmenliğin nasıl bir fedakârlık ve öz veri üzerinden yapılan bir meslek olduğunu başkalarının laflarını süsleye püsleye bize anlatması kadar abes ve çirkin bir monolog olamaz.

Birileri artık hem emeğimizi, hem de duygularımızı sömürmekten, bunları kendilerine siyasi malzeme yapmaktan ya da bugünü de dolduracak bir konu bulduk istismarcılığından vazgeçsinler.

Bari bir gün de biz konuşalım.

Biz konuşalım çözüm makamın da olanlar dinlesinler.

Eğitimin sorunlarını konuşalım.

Eğitimcinin sorunlarını konuşalım.

İdarecileri ve sorunlarını konuşalım.

Çözüm üretmeyen eğitim bürokrasisini konuşalım.

Kapatılan cezaevinin kapısına tabela asıp okul yapan zihniyetin okul algısını konuşalım.

Dünya nerede, biz neredeyizi konuşalım.

Eğitim ve öğretmen politikasızlığımızı konuşalım.

Laboratuarları, kütüphanesi olmayan, tuvaletleri mikrop yuvası okulları konuşalım.

Üniversiteleri ve verimsizlik nedenlerini konuşalım.

Üç kuruşa çalıştırılan öğretim üyelerini, öğretmenleri, memurları konuşalım.

Ana sınıfından başlayan kılık kıyafet dayatmalarını konuşalım.

Başörtülü diye okullara alınmayan çocuklarımızı konuşalım.

Öğretmenin ve öğrencinin zihnine prangalar vuran ideolojik ve militarist müfredatı konuşalım.

Milli Güvenlik derslerini ve içindeki düşman paranoyalarını konuşalım.

Faşist eğitim anlayışının ürünü andımız saçmalığını konuşalım.

Ana dilde eğitim hakkının engellenmesini konuşalım.

Ders kitaplarının içindeki etnik kimliklere karşı öğretilen kin ve nefreti konuşalım.

Devlet tekelindeki eğitimin bize ne getirip ne götürdüğünü konuşalım.

İnsan Hakları sözleşmesinin tanıdığı; ebeveyne kendi inanç ve kültür değerleri doğrultusunda çocuğuna eğitim müfredatı seçme hakkının neden tanınmadığını konuşalım.

Zorunlu din dersi uygulamasıyla dini eğitim özgürlüğünün nasıl engellendiğini konuşalım.

Bari bugün “bay nutukçular” sussun kendi adımıza biz konuşalım.

Yusuf TANRIVERDİ

ÖZGÜR EĞİTİM-SEN GENEL BAŞKANI