Dünya Barış Günü Kutlu Olsun

 

 

 

 

 

Birleşmiş Milletler Genel Kurul'un 7 Eylül 2001 tarih ve A/RES/55/282 sayılı kararı ile 21 Eylül'ü Barış Günü olarak kabul edilmiştir. Ülkemizde ise bundan farklı olarak 1 Eylül tarihi Dünya Barış Günü kutlanmaktadır.

Barış kelimesi günümüzde genel olarak savaş olmama, çatışmasızlık hali üzerinden ele alınmaktadır. Bu tanımlama önemli olmakla birlikte eksik ve sınırlı bir tanımlamadır. Barış kelimesini göndermede bulunduğu geniş anlam alanı ile birlikte ele alıp değerlendirmek durumundayız. Çünkü insan-insan, insan-toplum, insan-devlet, insan-doğa ilişkilerine uzanan kapsamlı boyutlarını göz ardı eden her okuma bizi eksik ya da yanıltıcı bir noktaya savurur.

İnsanın sadece insanla değil tüm varlıkla ilişkisini “hak ve adalet” ilkelerini temel alarak göz önünde bulunduracak bir arayışın içinde olmak durumundayız. Sadece insanı hedef alan, gözeten, yücelten çarpıtılmış bir “hümanizm” yerine havayı, suyu, toprağı ve tüm canlıları kuşatan bir perspektif inşa etmek durumundayız.

Ülkemizde “Çözüm Süreci”, “Alevi Çalıştayı”, “Demokrasi Paketleri”, Azınlık haklarının sağlanması gibi artan çabalar toplumsal barışı hedef alan girişimlerdir. Uygulana gelen yanlış politikaların kangrenleştirdiği ve kin, nefret, intikam duygularının karıştığı bu sorun alanlarını kuşatıcı ilkeler üzerinden gidermek için cesaretle yol almaya çalışmaktan başka seçeneğimiz bulunmamaktadır.

Barışın ucuz ve kolay olmadığını, seçeneklerden bir seçenek değil yegâne asli seçenek olduğunu ve her ahval ve şerait içerisinde yakıcı bir sorumluluk gerektirdiğini fark ederek hareket etmeliyiz.

Kan ve gözyaşı vadisine dönüşen bölgemizi sulh ve selamete çıkarmak başta bölge insanları olmak üzere tüm insanlığın en büyük sınavı olarak önümüzde duruyor. Farklılıkların kışkırtıldığı din, mezhep, etnik yapı ve farklı politik tercihlerin savaş nedenine dönüştüğü, acının, yıkımın ve insandışılığın kol gezdiği vahşet çemberi, coğrafyamızı insan öğüten ölüm tezgâhına dönüştürmüş vaziyettedir.

Irak, Suriye, Filistin, Mısır, Doğu Türkistan, Afrika ve adını sanını bilemediğimiz yeryüzünün tüm coğrafyaları dengesini yitirmiş bir düzenin, sistemin, insandışılığın pençesinde can çekişiyor. Çatışmalardan yoksun görülen bölgelerde hava, su, toprak feryat etmekte, insanlar varoluşsal güvensizlik, anlam krizleri, amaçsızlık, kayıtsızlık, yetersizlik, yabancılaşma, kişilik parçalanması gibi duyarsızlığı körükleyen günü birlik bir akışın içinde debelenmektedirler.

İnsanlık barışa hasret.

İnsanlık insanlığa hasret.

İnsanlık kendisini insanlaştıran değerlere ve ilkelere hasret.

Kin ve nefret ikliminde yabancılaşan, çıkarları uğruna hiçbir ilke ve değer gözetmeyen, karanlık ilişkiler yumağında dengesini yitiren insanlık, kuşatıcı bir “barış” hedefine hasret.

İnsanlık, insanın dengesini bulduğu, bir takım çıkar ve beklentiler üzerinden baskılanmadığı, kıskaca alınmadığı, kapatılmadığı, dışlanmadığı sahici bir “barış” pratiğine hasret.

İnsani varoluşumuzun temel göstergelerinden olan barışın tesisi için yapısal sorgulamaları, derin muhasebeleri ve kararlı bir mücadeleyi kesintisiz yapmak durumundayız.

İnsanlığımızın derecesi, mücadelemizin derinliği ile doğru orantılı olacaktır.

İnsanlığımızın derecesi barışa olan katkımız ölçüsünde olacaktır.

Özgür Eğitim-Sen olarak, “Dünya Barış Günü” vesilesiyle tüm kamuoyuna hem ülkemizde, hem bölgemizde hem de tüm yeryüzünde yaşanan vahşet ve kıyımdan sorumlu olduğumuzu hatırlatmak istiyoruz.

Öldürülen, göçe zorlanan, baskılanan milyonlarca insanın sorumluluğu üzerimizde olduğu gibi aynı zamanda tahrip ettiğimiz canlı dünyasından, kirlettiğimiz havadan, sudan, topraktan sorumluyuz.

Güç ve çıkardan başka bir değer tanımayan uluslararası düzen ve bu düzeni âli menfaatler kamuflajı üzerinden mümkün kılan hoyrat modern devlet karşısında onurlarını ve haysiyetlerini aziz bilip insanlar başta olmak üzere tüm varlık dünyası için dertlenmeye devam eden barış sevdalılarına selam olsun.

Onların kararlı ve zorlu mücadelelerine selam olsun.

Irak’ı, Suriye’yi, Filistin’i, Doğu Türkistan’ı, Mısır’ı, Miyanmar’ı, Yedi kıtayı, yedi iklimi,

Yok edilen Kızılderili’yi, İnka’yı ve Aztek’i, dağlara kaçan Ezidileri, Kürtleri, Türkmenleri, Arapları, Romenleri, tüm ırkları ve renkleri,

Roboskiyi, Başbağlar’ı, Madımak’ı, Maraş’ı, Şam’ı, Sincan Uygur’u, Ebu 

Gureyb’i, Adeviye’yi, Guantanamo’yu, Halepçe’yi, Kerbela’yı, Ferguson’u, Ramallah’ı ve insanlığın nefessiz kaldığı tüm bölgeleri,

Kutupların eriyen buzullarını, delinen ozon tabakasını, yok edilen ormanları, yağmalanan toprağı, Kenar-ı Dicle’de ki kuzuyu unutmayan,

Herkes için Adalet, Herkes için Özgürlük diyen,

Diriltici bir söylemin muştusuna onurlu duruşlarıyla ortak olan tüm isimsiz kahramanlara selam olsun.

Dünya Barış Günü kutlu olsun.

Abdulbaki DEGER

Özgür Eğitim-Sen Genel Sekreteri