Öğretmen Atamaları KPSS Puanıyla Hemen Yapılmalıdır!
Ülke olarak rasyonelliği yitirmenin sancılarını çekiyor, anlamsız ve çözüm üretmeyen uygulamalarla boğuşuyoruz. Devlet ciddiyetinden uzak, bireysel inatla kotarılmaya çalışılan işler hem devlete ve kurumlara olan inancı ve güveni sarsıyor hem de on binlerce insanın mağduriyetine neden oluyor.
Seçim öncesinde en yüksek makamdan “Mülakatı kaldıracağız.” sözü verilmesine rağmen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin “Mülakatı mülakat gibi yapacağız.” diyerek uygulamada inat etti. “Ben adaleti tesis etmeye çalışıyorum.” diyerek adaletsizlik, mağduriyet, haksızlık, kul hakkı gibi kavramlarla özdeş hale gelmiş mülakat uygulamasında siyasi kariyeri pahasına ısrar etti. Bakan Tekin “Mülakatın etkisini yüzde 50 azaltıyoruz.” diyerek aslında yok hükmünde olan mülakatın etkini yüzde 50 artırdı. Resmi Gazete’de yönetmeliğe eklenen “Sözlü sınav başarı puanı KPSS puanının %50’si ile sözlü sınavdan alınan puanın %50’si alınarak belirlenir.” ibaresiyle KPSS puanının etkisini açıkça yüzde 50 oranında düşürdü.
Sonuçta Temmuz ayı boyunca, 20 bin öğretmen alınacak atamalar için 60 bin öğretmenin çağrıldığı mülakatlar yapıldı. Ancak mülakatların bitmesinin üstünden 10 gün geçmesine rağmen sonuçlar ısrarla açıklanmıyor. Sonuçların açıklanmaması belirsizlik içinde bekleyen binlerce öğretmeni ağır stres altına sokarken MEB, bu tek cümlelik bir gerekçe bile belirtmiyor. Gerekçe eğer, kamuoyunda tartışıldığı gibi, mülakatların iptali için Danıştay’a açılan davanın sonucunu beklemekse kırk gün boyunca mülakatlar neden yapıldı? Ya dava sonuçlanana kadar eski yöntemle devam edilmeli ya da mülakatlar hiç yapılmamalıydı.
Mülakat sonuçlarını geciktirmenin nedeni eğer, ekonomik kriz nedeniyle alınan tasarruf tedbirleri gereği atamaları birkaç ay geç yapmak ise bu çok daha vahim ve utanç verici bir sebeptir. Böyle bir sebep eğitimi feda etmek anlamına gelir. Aynı zamanda, yüzlerce büyük şirketten tek kuruş vergi almayan devletin, aylardır belirsizlik içinde bekleyen öğretmenin kesesinden çalması demektir. Devlet bütçesini kemiren yüzlerce kara deliği görmezden gelerek yirmi bin öğretmenin üç dört aylık maaşına göz dikmektir.
Öğretmen ataması için yapılan KPSS’nin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen atanacak öğretmenler ne akıbetlerini ne de göreve ne zaman başlayacaklarını biliyor. Böyle bir plansızlık, programsızlık, böyle bir istihdam politikası olmaz. Geçen yıllarda öğretmenler, en geç haziran ayında tercihlerine yerleştirilip göreve başlatılıyordu. Ancak bu yıl mesnetsiz mülakat inadı nedeniyle atamaların bir sonraki şubat ayına sarkması konuşuluyor.
Merkezi sınav, her türlü iltimas, kayırmacılık ve şaibenin önüne geçebilecek adaletli bir seçme-yerleştirme imkânı sunduğu için getirilmişti. Ne KPSS ne de iddia edildiği gibi mülakat, nitelik açığını gideren bir enstrüman değildir. Nitelik açığının nasıl giderileceği bambaşka bir konudur. Mülakat; adaletsizliği, istismarı ve iltiması üst seviyeye çıkarıp çığ gibi büyüyen mağduriyetlere sebebiyet veren bir uygulamadır. Nesnelliği ve güvenilirliği tartışmalı olan mülakat sistemi merkezî sınavın anlamını ortadan kaldırmaktadır. O yüzden yapılması gereken çok açıktır. Mülakat sonuçları geçen yıllarda yapıldığı gibi KPSS puanına yuvarlanarak bir an önce açıklanmalı ve öğretmenler daha fazla mağdur edilmeden atamalar KPSS notuna göre yapılarak okulların açılacağı 9 Eylül’e yetiştirilmelidir.
Bekir BİRBİÇER
Özgür Eğitim-Sen MYK Üyesi