Okulların yardım kampanyalarına bürokrat engeli!

 

 

 Van’da gerçekleşen deprem tüm yurtta büyük bir üzüntü yarattı. Bir kez daha deprem acısı yaşadık. Milletçe acılarımızı paylaşıp, yaralarımızı sarmaya gayret gösteriyoruz. Bu anlamda birbirinden anlamlı insani yardım kampanyaları düzenleniyor. Özellikle sosyal paylaşım ağlarında sayıları yüz binleri bulan insanlar Van’lı kardeşlerimiz için evlerini açmaya varana kadar birbirinden çeşitli ve anlamlı kampanyalar düzenlemektedir. Kısacası toplumun her kesiminden insanlar; insanlık ve kardeşlik bağımızı yeniden hatırlatırcasına ekmeğini, aşını, giyecek elbisesini, insanlığını yeniden koşulsuzca paylaşıyor. Ne yazık ki bu yoğun duygular eşliğinde gerçekleştirilen insani yardım kampanyalarına İstanbul’daki okullar iştirak edemeyecekler. Çünkü İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, okullara gönderdiği bir yazıda yardımlar için sadece Türk Kızılay’ına müracaat edilmesini istedi.

 

 

Söz konusu yazıda “okulunuz tarafından yapılmak istenen ayni ve nakdi yardımlar için Türk Kızılay’ına müracaat edilmesi, yardımların Türk Kızılay’ına yapılması”deniliyor. Görüştüğümüz bazı okul müdürleri bu yazı kapsamında okullarından herhangi bir yardım kampanyası düzenlenemeyeceğini dolayısıyla yardım yapmak isteyenlerin Kızılay’a yönlendirilmesi gerektiğini ifade ettiler. Eğer bu doğruysa sormak gerekmez mi, “Hani okullarda acıların ve sevinçlerin milletçe paylaşılması gerektiği öğretilirdi! Hani öğrencilerimizde yardımsever birer kişilik oluşturulması istenen davranışlar arasındaydı! Hani öğrencilerin tercihlerine saygılı olunacaktı!

 

 

 

İlköğretim okullarında yardımlaşma duygusunun pratik hayatta da uygulanabilmesi adına “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma” adında bir “sosyal kulüp” vardır. Ders kitaplarında insani yardım kampanyalarının öneminden de sıkça bahsedilir. Bir örnek vermek gerekirse; bu sene 5.sınıflar için hazırlanan Sosyal Bilgiler ders kitabının 49.sayfasında “Toplumsal Değerler” adlı konuda 17 Ağustos depremiyle ilgili olarak verilen sosyal içerikli mesajlarda olduğu gibi. Söz konusu kitapta “ toplum için çalışan sivil toplum örgütlerinden biri ile görüşerek sizde sınıfınızda veya okulunuzda bir yardım kampanyası başlatabilirsiniz” denilmektedir. Eğer İl Milli Eğitim Müdürlüğünün resmi yazısı okullarda yardım toplanmasına mani ise ve eğer bu yardımlar sadece Kızılay’a yönlendirilecekse bu bilgilerin ders kitaplarında yer almasının ne önemi vardır.

 

 

 

Van depremi kuşkusuz her yaştan insanı derinden etkiledi. Öğrencilerde Van’da yaşanan dramlara TV’ler aracılığıyla da olsa tanıklık ettiler. Bu bakımdan onlarda gerek derslerinden ve gerekse hayatın bizzat içinden öğrendiklerinden yola çıkarak Van’daki depremzedelere içlerinden geldiği gibi yardım kampanyaları düzenlemek istemektedirler. Ancak görülüyor ki bu çabaları bir iki bürokratın yazdığı resmi yazı ile ne yazık ki sınırlandırıldı.

 

 

 

Tamda birlik beraberlik ve kardeşlik duygularını pekiştirecek insani yardım kampanyalarının yapıldığı bir dönemde bürokratların bu türden bir resmi yazıyla okullara ambargo koymalarını kınıyoruz. Okullara her yıl gönderilen THK bağış zarflarını öğrencilere öğretmenleri aracılığıyla dağıtıp bağış toplattıran eğitim bürokratları neden öğrencilerin insani yardım kampanyalarına tam anlamıyla iştirak etmelerine müsaade etmiyor anlamak mümkün değil. Özgür Eğitim-sen olarak Milli Eğitim Bakanına acil göreve çağırıyoruz. Okullar yardım etmek isteyenleri Türk Kızılay’a yönlendirmek yerine öğrenciler, öğretmenleriyle birlikte istedikleri gibi yardım kampanyaları düzenleyebilmelidir. İsteyen Kızılay’a bizzat yardım edebileceği gibi okullarda kendi imkânlarını seferber edebilmelidir. Bu türden bir kısıtlama ve dayatma kabul edilemez.

 

 

 

Diğer taraftan Van depremiyle ilgili bazı kesimlerin faşizanca bir tutum sergilediklerini biliyoruz. Van’da yaşanan bir insanlık dramıdır. Allah kimsenin başına vermesin. Acıların yaşandığı bir yerde insanların ne olduklarına bakılmaksızın yardımlarına koşulması büyük bir erdemlilik göstergesidir. Eğer öğrencilerimize felaket anlarında dili, ırkı, dini ve mezhebi ne olursa olsun insanlara yardım etmenin bir erdemlilik olduğunu kazandırmak istiyorsak bunu işte tamda böyle zamanlarda göstermemiz gerekir. Bu duygu birkaç bürokratın inisiyatifine bırakılmayacak kadar önemli bir duygudur. Ders kitaplarına yerleştirdiğiniz birlik-beraberlik ve yardımseverlik örnekliklerini göstermenin tamda zamanı değil midir? Sosyal yardımlaşma gibi kulüplerin işlerlik kazanması ve bu türden kampanyalara katılarak daha da aktif hala getirilmeleri gerekmez mi? Neden öğrencilerin tercihlerine gem vurulmak isteniyor. Sayın bakan bu türden sorumsuzluklara meydan vermemesi gerekir. Öğrencilerin yardım kampanyalarına aktif katılımı derhal sağlanmalıdır.

 

 

 

ÖZGÜR EĞİTİM-SEN