ÖZGÜR EĞİTİM-SEN BASIN AÇIKLAMASI

 

 

 

ÖZGÜR EĞİTİM-SEN BASIN AÇIKLAMASI

Bugüne kadar sarkmış olması bile vahim bir durum olan Sözleşme süreci, Hükümetin kamu çalışanlarına sunduğu teklif ile çok daha vahim  bir hal aldı. 2010 yılında yapılan referandum ile kamu çalışanlarına tanınan toplu sözleşme hakkının bin türlü bahane ile savsaklanarak bugünlere getirilmesini ustalık dönemindeki maharetle beceren hükümetin gerçekleşen enflasyon rakamları, doğalgaza yapılan zamlar ve büyük bir övünçle dillendirilen geçen yıla ait büyüme rakamları ortada iken kamu çalışanlarına 3+3 lük bir teklif edebilmiş olması hangi gerekçenin arkasına yaslanırsa yaslansın kabul edilemez. Eşit işe eşit ücret KHK’sı ile kamu çalışanlarının büyük bir kısmını yok sayan Hükümet aynı vurdumduymazlıkla yol almaya devam etmektedir. Kamu çalışanlarını açlık sınırında bir yaşama mahkûm eden iktidar, geçen yıl yaz döneminde haledilmesi gereken toplu sözleşme sürecini yasal alt yapısını oluşturmak için elini kıpırdatmamıştır. Bakan Faruk Çelik’in ifadesi ile aceleye getirilmiş olan 666 Sayılı KHK, Şike Yasasının çıkarılmasındaki cevvaliyet, Milletvekili maaşlarının düzenlenmesindeki yüksek performans üç kuruşun hesabını yapmak zorunda bırakılan kamu çalışanlarından büyük bir sorumsuzlukla esirgenmiştir.  Toplumun kendisine göstermiş olduğu yoğun desteği bir mahkûmiyet, mecburiyet edasında okumaya çalışan hükümeti uyarıyoruz.

Kamu çalışanlarının insanlık dışı yaşam koşullarının ülke, dünya gerçekleri bahane edilerek savsaklanması kabul edilemez. Kamu çalışanlarına 2012 ve 2013 yılı için yapılan tekliflerin ciddiye alınacak bir tarafı olmadığı gibi bu teklifin yapılmış olması başlı başına vahim bir hatadır. Hükümetin kamu çalışanlarına yaptığı bu teklif onları ciddiye almadığının en bariz göstergesi olmakla birlikte içinde bulundukları insanlık dışı yaşam koşullarının devamını arzular niteliktedir. Devlet nezdinde hakları, hukukları korunmayan kamu çalışanlarının toplumsal yapıda neden bu kadar itibarsız ve değersiz olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. Bu aşağılayıcı, küçültücü atmosferden dolayı öğretmenler bıçaklanıp yoğun bakım ünitelerinde can çekişir hale gelmektedirler.

Üç kuruşluk bir teklif üzerinden yapılacak sözleşme sürecinin hükümetin ustalığına gölge düşürmeyeceği ortada ancak bu sürecin kamu çalışanlarının epeyce aşındırılmış, tahrip edilmiş onur ve gurularını iyice aşındıracağa benzemektedir. Yapılan teklif yok hükmünde olup toplu görüşme sürecinde yaşanan tiyatronun değişen toplu sözleşme sistemi ile de devam edeceği anlaşılmaktadır. Bu sürecin tarafları olan sendika ve konfederasyon temsilcilerinin gerekli hassasiyeti sergileyip oyunbozan bir tutum sergilemeleri elzemdir. Aksi takdirde cereyan eden bu saçmalığın sorumluluğunu hükümet ile paylaşmak zorunda kalacaklardır.

                                                                                                                             

Abdulbaki DEGER          

Özgür Eğitim-Sen Genel Sekreteri