PaylaşınGazze’den Sonra İnsan Kalmak | Ali Aydın – Abdulbaki Değer
Özgür Eğitim-Sen
“Sanat Hayata Çalım Atmaktır”

ÖZGÜR EĞİTİM-SEN ÇORUM İL TEMSİLCİLİĞİ’nin iki haftada bir düzenlediği konferansların bu haftaki konuğu Hitit Üniversitesi İ.İ.B.F. Öğretim Üyesi Oya Yağcı idi. 25 Mayıs Cuma akşamı 20:30 başlayan konferansın konusu “Güncel Sanat Problemleri” idi. Uzun yıllar tiyatro sanatçılığı yapan Oya Yağcı’nın sunumu büyük bir ilgiyle dinlendi. Yağcı’nın konuşmasından akılda kalan bazı noktalar şunlardı:
Sanatı insan üretmiştir, dolayısıyla sanat insanüstü, aşkın değildir; insan içindir. Cumhuriyete geçiş sürecinde sanat batılı bir toplum inşa etme amacı gütmüştür daha doğrusu bu amaçla kullanılmıştır. Ama bu batılılaşma da ancak devletin izin verdiği yere kadardır. Tiyatro, opera, bale, heykel hepsi ulus inşasında rol almıştır. Örneğin heykelciliğin bu anlamda çok önemli etkisi vardır. Her kente bir heykel yapılarak diğer bütün totaliter yönetimlerde olduğu gibi sanat resmi ideolojinin manipülasyon aracı olarak kullanılmıştır. Birçok gelişmiş ülkede devlet sanatı desteklerken ülkemizde sanata devleti destekleyen, müdafaa eden bir misyon yüklenmiştir. Liberal gerçekçi tiyatro sadece bir usul olmasına rağmen, “doğru tiyatro budur” diye getirilip yerleştirilmiştir.
Klasik sanat, bale, opera… hep “merkezin”(cumhuriyetin kurucu kadrolarının, elitlerin, beyaz Türklerin) “ çevre”yi biçimlendirme aracı olmuştur. Bu halka rağmen halk için tutumu çevrede de kabul etmeme, sindirememe sonucunu doğurmuştur.
Ülkemizde ortak semboller, ortak hafıza olmadığı için tiyatro sorun yaşıyor. Başka ülkelerde birleştirici olan semboller bizde ötekileştirici etki yapıyor. Örneğin heykelde İstanbul Bizans etkisindeyken, Ankara’da bozkır, cumhuriyet etkisi hakim. Ve Ankara İstanbul ‘u bu anlamda aşağılıyor.
Sanat ontolojik değildir, tarihseldir. Belirli bir tarih ve coğrafyada ortaya çıkmıştır ve daha sonra da kendi karşıtını üretmiştir. Ülkemizde de yansıtmacı sanat tercih edilmekte, soyut resim, heykel kabul görmemiştir. Tiyatro için de insanlar birebir hayatın kopyasını istemektedirler.
Günümüzde tiyatrolarla ilgili tartışmada “tiyatrolar özelleştirilsin” diyenler de ,bu özelleştirmeye karşı çıkanlar da haksızdır. Bu kavganın özünde merkez(asker,bürokrasi,aydın)-çevre kavgası var ve tiyatro bu kavgaya alet edilmek isteniyor. Devlet tiyatrosu diye bir şey olmaz ama devlet desteği olmak zorundadır. Eğer sanatı özelleştirir, piyasaya bırakırsanız yeni bir Stalinizm üretirsiniz. Sanatın devlet tarafından desteklenmesine en güzel örnekler Japonya ve savaş sonrası Almanya’dır. Devlet yardım etmeli, hesap sormalı ama yönlendirmeye, etkilemeye kalkışmamalıdır.
Sanat hayata çalım atmaktır, hayatın karşıt ikizidir.
Program soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
ÖZGÜR EĞİTİM-SEN
ÇORUM İL TEMSİLCİLİĞİ

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM